Kanal Tedavisi Nedir?

Endodontik tedavi olarak da bilinen kanal tedavisi en kısa tanımıyla dişin iç kısmında bulunan enfeksiyonun, çürümenin, iltihabın tedavi edilmesi ve yeni enfeksiyon oluşumunun engellenmesi için uygulanan bir diş prosedürü olarak tanımlanabilir. Dişin merkezindeki kök kanalındaki enfeksiyonlar ağızda bulunan ve dişi istila eden bakteriler nedeniyle oluşur. Kanal tedavisi kapsamında iltihaplanan, canlılığını yitiren veya zarar gören pulpa dokusu çıkarılır, kök kanal temizlenir ve daha sonra dolgu işlemine geçilir. Böylece diş korunabilir ve diş kayıpları engellenebilir. Kanal tedavisi sıklıkla başvurulan ve uzman hekimler tarafından gerçekleştirildiğinde güvenli ve başarılı sonuçları olan bir tedavi yöntemidir.

Kanal Tedavisi

İçindekiler

Kanal Tedavisi Nedir? Kanal Tedavisi Aşamaları Nelerdir?

Diş çürüğü, ağız ve diş problemleri söz konusu olduğu zaman en ciddi problemler arasında sayılmakla birlikte yaştan bağımsız olarak hem çocukları, hem ergenlik dönemindeki gençleri, hem de yetişkinleri etkileyebilen bir sorundur. Her ne kadar erken aşamalarında kontrol altına alınabilen bir sıkıntı olsa da çürük diş, zamanında müdahale edilmediğinde çok daha ciddi sorunlara, dolayısıyla da kapsamlı tedavi gereksinimine yol açabilmektedir. Bu tedavi yöntemlerinden en yaygın olarak bilineni kanal tedavisidir. Endodontik tedavi olarak da bilinen kanal tedavisi en kısa tanımıyla dişin iç kısmında bulunan enfeksiyonun, çürümenin, iltihabın tedavi edilmesi ve yeni enfeksiyon oluşumunun engellenmesi için uygulanan bir diş prosedürü olarak tanımlanabilir. Dişin merkezindeki kök kanalındaki enfeksiyonlar ağızda bulunan ve dişi istila eden bakteriler nedeniyle oluşur. Kanal tedavisi kapsamında iltihaplanan, canlılığını yitiren veya zarar gören pulpa dokusu çıkarılır, kök kanal temizlenir ve daha sonra dolgu işlemine geçilir. Böylece diş korunabilir ve diş kayıpları engellenebilir. Kanal tedavisi sıklıkla başvurulan ve uzman hekimler tarafından gerçekleştirildiğinde güvenli ve başarılı sonuçları olan bir tedavi yöntemidir.

Kanal tedavisi ile ilgili detaylı incelemeye girmeden önce kanal tedavisi ihtiyacı gerektirecek diş çürüklerinin neden oluştuğuna yakından bakmak gerekir. Dişte oluşan çürükler, dişin dış katmanını oluşturan minenin bozulması ve yıpranması ile meydana gelir. Bunun en yaygın sebebi olarak ise özellikle şekerli yiyecek ve içecek tüketiminden sonra dişte biriken zararlı plak oluşumları gösterilmektedir. Bu plaktaki bakteriler, diş minesini ufak ufak yiyen asitler ürettiği için minenin altında kalan kemiği ortaya çıkartarak dişlerin savunmasız bir noktaya gelmesine sebep olur. Her ne kadar erken aşamalarda bu çürükler, tükürük bezlerinizdeki faydalı mineraller ve diş macununuzdaki florür ile tamir edilebilir olsa da, ileri seviye bir çürük söz konusu olduğunda bir endodonti uzmanı ile görüşmeniz mecburi hale gelebilmektedir. Aşırı düzeyde diş hassasiyeti, enfeksiyon veya diş kökü zedelenmesi gibi yan etkilerde bir hekim müdahalesi şarttır. Çoğunlukla kanal tedavisi ile sonuçlanan bu muayene akabinde, sizin için en uygun tedavi yöntemi belirlenmiş olacaktır.

Diş kanalları, pulpada başlayan ve kök kısmına doğru inen kanallardır. Kanal tedavisi de bu kanalların temizlenmesi esasına dayanılarak yapılır. Kök kanalları olarak da adlandırılan bu yapılar pulpada yer alır. Diş minesi ve dentinde meydana gelen bir hasar pulpanın ve kök kanallarının enfekte olmasına, iltihaplanmasına, derin çürümeye bağlı hasar almasına hatta pulpanın nekzoruna yani ölmesine neden olur.

Kanal tedavisi çürümüş, iltihaplanmış veya enfekte olmuş bir dişi onarmak ve kurtarmak için kullanılan bir tedavidir. Dişteki pulpa ve sinirler çürüme sebebiyle tahriş olabilir, iltihaplanabilir, ölebilir veya enfekte olabilir. Dişin iç kısmının etkilenmesinin temel nedenleri çürümenin derinleşmesi, diş minesinde çatlak veya kırık olması, yüze alınan bir travma sebebiyle dişte hasar meydana gelmesi olarak ifade edilebilir. Kanal tedavisi iltihaplanan, enfekte olan kök kanalındaki bakterileri yok etmek ve dişin yeniden enfeksiyon yapmasını engellemek, doğal dişi korumak için yapılan bir tedavi yöntemidir. Kanal tedavisinde süreç kök kanalına girilmesi, enfekte olan pulpanın çıkarılması ve dişin iç kısmının dikkatlice temizlenip dezenfekte edilmesi işlemleri ile ilerler. Son olarak diş doldurulur ve yeniden enfekte olmaması için mühürlenir. Kanal tedavisi genellikle korkulan bir tedavi olsa da günümüzde geliştirilen teknikler sayesinde doğal dişi konforlu bir şekilde korumayı mümkün kılan bir tedavi yöntemi olarak kabul edilmektedir.

Kanal tedavisi bir ya da daha fazla seansta yapılabilen bir tedavidir. Deneyimli bir diş hekimi tarafından yapılması gereken bu tedavinin kişiye özel planlanması gerekir.

number10
Röntgen ve Teşhis

Tedavinin ilk aşamasında kök kanallarının durumunu görebilmek için bir röntgen çekilir. Bu röntgen aynı zamanda dişin bulunduğu kemikte herhangi bir enfeksiyon olup olmadığını görmek için kullanılır. Bölgede enfeksiyon izine rastlanırsa diş hekiminin tercihine bağlı olarak antibiyotik tedavisi yapılabilir ancak çoğunlukla antibiyotik tedavisine gereksinim duyulmadan kanal tedavisine başlanır.

number11
Giriş Kavitesi ve Kanal Şekillendirme

Tedavide diş etlerine lokal anestezi yapılır. Bölgede yeterli uyuşma sağlandığında dişin üst kısmından ufak bir delik açılır. Enfekte olan, iltihaplanan ve derin çürümeye bağlı hasar alan pulpa bu delikten çıkarılır. Diş içerisindeki kök kanallarının detaylı bir şekilde temizlenmesi de önemlidir. Kanallar temizlendikten ve dezenfekte edilir.Dişin durumuna göre hekim tedaviyi bir ya da iki seansta yapacağına karar verir ve iki seans yapılacaksa geçici dolgu koyulur. Eğer ki tek seansta bitirilecekse diğer aşamaya geçilir.

number12
Kanal Dolumu ve Restorasyon

Şekillendirilmesi tamamlanan diş kanalları kanal dolgu malzemesi ve kanal patı kullanılarak ölçümü yapılan kanal boyunda doldurulur. Kanal dolumu bittikten sonra üst yapıya dolgu mu kaplama mı yapılacağına kalan diş dokusu miktarına bağlı olarak hekim karar verir. Bunun devamında dişin restorasyonu tamamlanır.

Kanal tedavisi doğal dişi kurtarmak için uygulanır ancak bazı durumlarda dişin aldığı hasar çok fazladır. Bu durum genellikle tedavinin uzun süreli aksatıldığı durumlarda meydana gelir. Dişin çok fazla hasar aldığı durumda diş minesi çok kırılganlaşmış demektir ve tedavi esnasında ya da hemen sonrasında diş kaybı gerçekleşebilir. Kanal tedavisinin bir diğer riski de diş içerisinde enfekte olmuş, iltihaplanmış veya tahriş olmuş doku kalması veya diş kökünde apse gelişmesidir. Ancak deneyimli bir hekim tarafından yapılan kanal tedavisi sürecinde gerekli kontrol sağlandığı için bu risk oldukça azdır.

Kanal Tedavisi Hangi Durumlarda Yapılır?

Diş minesinde ve dentinde meydana gelen hasarlar kanal tedavisi gereksinimini ortaya çıkarabilir. Diş çürüdüğünde, diş minesi aşındığında, diş hassasiyeti meydana geldiğinde bir diş hekiminin duruma müdahale etmemesi halinde pulpa zamanla savunmasız kalır. Pulpanın savunmasız kaldığı durumlarda ağızdaki bakterilerin diş içerisine sızması ve pulpayı enfekte etmesi mümkün hale gelir. Bunun yanı sıra dişte derin çürüme olması ya da dişin iltihaplanması da kanal tedavisini gündeme getirir. Bu durumda dişi kurtarmanın mümkün olduğu tedavi yöntemi kanal tedavisidir. Ancak ilerleyen durumlarda kanal tedavisi ile de dişin kurtulma ihtimalinin ortadan kalkacağı unutulmamalıdır.

Kanal tedavisi gerektiren dişte; soğuk ve sıcakla başlayan hassas ağrı, gece ağrısı, spontan (etken olmaksızın) ağrı, dişte apse, şişlik meydana gelebilir. Travma sonucu dişin kırılması, dişlerde renk değişikliği gibi belirtileri de vardır.

Kanal Tedavisi Yapılmasını Gerektiren Şikayetler Nelerdir?

Pulpanın bakteriler tarafında enfekte olması, iltihaplanması veya derin çürümeye bağlı hasar alması demek dişteki kan damarları ve sinirlerinin ölmeye başlaması anlamına gelir. Pulpada enfeksiyon, iltihaplanma veya çürüme başlangıç aşamasında;

  • Sıcak veya soğuk yiyecek ve içecek tüketirken ağrı ve sızlama hissi
  • Isırma ve çiğneme eylemleri esnasında ağrı olarak kendini gösterir.

Enfeksiyon ilerledikçe başlangıç aşamasında ortaya çıkan ısı, çiğneme ve ısırma hassasiyeti kaybolur. Hassasiyetin kaybolması enfeksiyonun kök kanallarına ilerlediği anlamına gelir. Kök kanal sistemine yayılan enfeksiyon kısa bir süre içerisinde;

  •  Dişin sallanması,
  • Diş etinin şişmesi,
  • Dişin renginin değişmesi,
  • Yüzün şişmesi ve
  • Apse gibi sorunlara neden olur.

Kanal Tedavisi Sonrası;

Başarı; kanal tedavisinde başarı elde etmek için uygulamanın eksiksiz bir şekilde yapılması esastır. Uygulamada başarı oranının artabilmesi için özellikle kök kanalı şekillendirmesinde ortaya çıkabilecek sorunların elenmesi gerekir. Kök kanalına müdahale ederken kullanılan döner alet ve rotary sistemler sayesinde günümüzde kanal tedavisinden yüksek başarı oranlarına ulaşmak mümkün olmaktadır.Bunun yanı sıra apex locater olarak adlandırılan ve kanal tedavisinde kanal içi operasyonun uzunluğunu ölçmek için kullanılan cihazlar kök ucunun en dar noktasına ulaşmaya yardımcı olur. Bu sayede hem tedavi süresinde kısalma elde edilir hem de kök ucunun en dar noktasına ulaşarak tedavinin daha etkili olması sağlanır.

Belirti; Kanal tedavisi tamamlandıktan sonraki ilk 1-2 gün, tedavi gören dişinizin aşırı hassas olması oldukça normaldir. Bu ağrılara sebebiyet veren durum, üzerinde işlem yapılmış olan hassas diş dokusudur. Kanal tedavisi sonrası nasıl bir yol izleyeceğinizi mutlaka diş hekiminiz ile birlikte konuşmanız gerekmektedir. Kendisi size ne zaman yemek yemeniz, ne zaman sıcak/soğuk içecek tüketmeniz ve ne zaman dişlerinizi fırçalamanız gerektiği ile ilgili detaylı bilgileri verecek ve sizin de bu talimatlara uymanızı bekleyecektir.

Öneri; Sorunsuz geçen kanal tedavilerinde hastalar, genellikle günlük rutinlerine tedavinin hemen ertesi günü dönebilmektedirler. Bununla birlikte ağrının ve acının olmaması durumunda bile tedavinin akabindeki ilk birkaç gün, işlem görmüş olan dişe baskı uygulamaktan kaçınmakta fayda vardır. Eğer kanal tedaviniz tamamlandıktan sonraki birkaç gün içerisinde aşırı sıcak ya da aşırı soğuk içecek ve yiyecek tüketiminden uzak durursanız, iyileşme sürecinizi ciddi oranda hızlandırmış olursunuz.

Bakım; Aynı şekilde kanal tedavisi sonrasıağız ve diş hijyeninizi maksimum düzeyde tutmak da tedavinizin olumlu sonuçlanmasında etkili faktörlerdir. Düzenli olarak dişlerinizi fırçalamak, diş ipi kullanmak ve antiseptik bir ağız çalkalama sıvısı kullanmak, ağzınızdaki bakteri oluşumunu minimuma indirerek tedavi görmüş dişinizi koruma altına almanızı sağlar. Elbette bu temel ağız ve diş hijyeni süreçleri, diğer dişlerinizde de çürükler oluşmasını engelleyerek aynı tedavi süreçlerinden bir daha geçme riskinizi azaltmış olur.

Dişin Siniri (Pulpa) Neden İltihaplanır?

Ağız içi ortamda birçok bakteri ve mikroorganizma bulunur. Rutinde bunlar bir sorun oluşturmaz fakat bakteriler dişin sinir dokusuna ulaşırlarsa ağrılar başlar.

  • Bu bakteriler dişte derin bir çatlak, kırık oluşması yada çürük dokunun mine ve dentini geçmesi sayesinde pulpaya kadar ilerler. Pulpada enfeksiyon belirtileri başlar, zamanla diş canlılığını tamamen kaybeder.
  • Diğer bir neden ise travmadır. Dişe gelen aşırı bir darbe sonucu dişin kan dolaşımı bozulabilir, damar sinir paketi dağılabilir ve buna bağlı diş canlılığını kaybeder.
  • Şiddetli diş eti hastalıklarında da kontrol edilemezse kök ucu enfekte olup yine dişin canlılığını kaybetme süreci başlar.

Kanal Tedavisi Sonrası Ağrı Olur mu?

Tek seans tedavilerde özellikle ilk 2 gün ağrının artması normaldir. Isırmadaki hassasiyet yaklaşık 2 hafta sürecektir. Bu bilgilerde kişiden kişiye sapmalar olabilir. Tekrar apse oluşması, şişlik kesinlikle beklenmez. Böyle durumlarda detaylı röntgen analizi sonucu kanal tedavisi yenileme (Retreatment) planlanabilir.

Kanal Tedavisi Yapılan Diş Tekrar İltihaplanabilir mi?

Başarısı çok yüksek olan bir tedavi olsa bile; %100 ağrımaz veya 3 yıl sonra iltihaplanma oluşmaz şeklinde garanti verilemez. Bu konuda oluşabilecek problemlerin önüne geçmek adına dişin düzenli kontroller ile takip edilmesi önerilir. Çünkü ufak müdahalelerle çözülecek durumlar için büyük problemleri beklemeye gerek yoktur. Ufak bir kırıklık varsa veya ufak dolgu gerekiyorsa o işlem yapılmalıdır, dolgu düştüğünde veya kırıklık oluştuğunda erken müdahale edilmezse, bakteri sızıntısı enfeksiyon oluşturabilir. Kanal tedavisinden sonra da lezyonda iyileşme görülmüyor veya ilerleyen zamanlarda lezyon oluşumu izleniyorsa; kanal tedavisinin yenilenmesi (retreatment) veya apikal rezeksiyon uygulanabilir.

Kanal Tedavisi Yenileme (Retreatment) Nedir?

Bu işlem; kanal tedavisinin başarısız olduğu, sorunu çözmediği durumlarda uygulanır. Yenilenme tedavisinde ilk olarak dişin kron kısmındaki dolgu kaldırılır ve kök kanallarına ulaşılır. Kanal dolgusunda kullanılmış olan malzemeler özel ilaçlar yardımıyla kanaldan uzaklaştırılır. Kök boyunca temizlik, solüsyonlar ile dezenfeksiyon sağlanır. Gerekiyorsa çok seanslı bir şekilde tedavi tamamlanır. İyileşme görüldükten sonra kanal dolumu yapılır ve tedavi biter.

Kanal Tedavisinin Başarısız Olma Nedenleri Nelerdir?

  • Bitmiş kanal tedavisi sonrası üst dolgunun yapılmamasına bağlı oluşan sızdırma ve tekrar enfeksiyon oluşması.
  • Kök boyunda yeterli temizleme ve kanal dolgusu yapılamaması.
  • Uygun üst yapı restorasyonun yapılmamış olması, kırılması, düşmesi.
  • Kanal anatomisi.(Kanallarda aşırı darlıklar, eğimler)
  • Tedavi sırasında fark edilemeyen ekstra kanal varlığı.
  • Kanal temizliği sırasında iyi bir yıkama yapılamaması, darlığa bağlı oluşabilen eğe kırılması.
  • Tedavi edilen dişin aşırı kuvvet ve yük alması.
  • Kök ucunda iyileştirilemeyecek büyüklükte lezyon olması.
  • Dişin istenmeyen bir alandan perforasyonu gibi nedenler ideal şartlarda, çok başarılı olan kanal tedavisi işlemini başarısızlığa itmektedir.

Kanal Tedavili Diş Ağrı Yapar mı?

İdeal şartlarda bitirilen kanal tedavilerinde de tedaviyi takiben yaklaşık iki gün ağrı oluşması normaldir. Kanal tedavisinde ertesi gün ağrı kesici alınabilir, çok şiddetli bir ağrı dışında normaldir. O dişe kuvvet uygulandığında, ısırıldığındaki acıma hissi yaklaşık iki hafta içinde azalarak kaybolacaktır. Bir yara iyileşmesi gibi düşünülebilir. Eğer “Eski kanal tedavili dişim ağrıyor” gibi bir sorun varsa mümkün olduğunca ertelemeden diş hekiminize başvurmanız gereklidir.

Kanal Tedavisinin Başarı Oranı Ne Kadar?

Günümüzde gelişen sistemler ile titiz çalışma gerektiren bir tedavi olan Kanal Tedavisinin başarısı gitgide artmaktadır. Yıllar önce keşfedilmeyen kanal boyu tespit cihazları, döner eğe sistemleri, yaygın olmayan röntgen görüntüleme sistemleri endodonti alanına hizmet etmektedir. İdeal şartlarda yapılan, hasta tarafından yeterli özen gösterilen tedaviler için %90-95 gibi yüksek bir orandan bahsedilmektedir.

Kanal Tedavili Dişim Ağrıyor Ne Yapmalıyım?

Üzerinden vakit geçmesine rağmen geçmeyen veya sonradan oluşan ağrıda biran önce hekiminize ulaşmanız gerekir. Alınacak röntgenler ile problemin kaynağı tespit edilecektir. Diş sıkma gibi sebeplerden oluşabileceği gibi tekrar eden bir enfeksiyon da olabilir. Kanal tedavisi başarısızlık nedenleri incelenir. Ağrının kaynağı bulunur ve o etkene hedefli tedavi yapılır.

Kanal Tedavili Bir Dişin Ömrü Ne Kadardır?

Eğer başarılı bir kanal tedavisi yapılabilir ve hasta tarafından; ağız bakımı ve kuvvet dengesi düzenli kontrol altında tutulursa çok uzun yıllar ağızda kalabilmektedir. Kanal tedavisi ile kurtarılabilecek bir dişin çekilmesine, o bölgeye köprü veya implant yapılması gerek yoktur. Kişinin kendi doğal dişlerini kullanması daha konforlu aynı zamanda daha uygun maliyetlidir. İmplant ve köprü fiyatları, kanal tedavisi fiyatlarına göre daha pahalıdır ve daha zahmetli tedavilerdir. Madde kaybı nedenine ve miktarına bağlı olarak dolgu veya kaplama ile diş restore edilebilir. Kanal tedavili dişlerin dezavantajı; damar ve sinirler alındığı için kanlanmadaki yetersizliğe bağlı kırılganlığın artmasıdır. Bu durum da uygun şekilde yapılan kaplamalar ile çözülebilmektedir. Üst yapı restorasyonu bu açıdan önemlidir. Hekiminiz dolgu veya kaplamadan hangisinin gerekli olduğunu size açıklayacaktır.

 
İltihaplı diş çekilir mi?

Dişte meydana gelen iltihaplanma dişin çekilmesini her zaman gerektirmez. İltihap belirtileri ya da diş minesinin zarar gördüğüne dair belirtiler arasında yer alan hassasiyet meydana geldiği anda diş hekimine başvurmak ve düzenli diş kontrolleri yaptırmak dişin çekilmemesi için yapılabilecek tedavilerin başarı oranını arttırır.

Diş enfeksiyonlarında antibiyotik kullanımı diş hekiminin kararına bağlı olarak tercih edilebilir ancak bu bir gereklilik değildir. Özellikle kanal tedavisinde antibiyotik kullanımı çok nadiren tercih edilmektedir.

Kanal tedavisi kişiye özel planlanır. Bu nedenle tedavinin kaç seans ve ne kadar süreceği dişin durumuna bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Genel olarak 1 – 3 seans arasında tedavinin tamamlanması beklenir.

Kanal tedavisi yapılmadığı takdirde diş minesi ve kökleri dayanıklılığını kaybeder. Bunun sonucunda da diş kaybı meydana gelir.

Zamanında yapılan kanal tedavisi ile yüksek başarı oranı elde etmek mümkündür. Kanal tedavisi gören her 10 dişten 8-9 tanesinin varlığını uzun yıllar boyunca sürdürdüğü görülmektedir. Bu sürenin uzayabilmesi için diş bakımına özen gösterilmesi büyük önem taşır. Kanal tedavisi yapılan dişin ömrünün uzun olabilmesi için tedavinin de doğru şekilde uygulanması gerekir. Son teknolojiler sayesinde kanal tedavilerinde uzun yıllar boyunca sürdürülebilen başarı elde etmek mümkündür. Döner aletler, rotary sistemler ve apex locater gibi hem tedavi süresini kısaltan hem de başarı oranına olumlu etkisi olan cihazların kullanımı kanal tedavisi için oldukça önemlidir.

Kanal tedavisi her yaşta uygulanabilir. Genellikle süt dişleri döküleceği ve yerine yenileri geleceği için süt dişlerinin çürümesi ve iltihaplanması durumunda çekilmesi beklenir. Ancak erken dönemde diş kaybı çiğneme ve konuşma gelişimini olumsuz etkileyebilir. Süt dişinin varlığı yeni çıkacak dişlerin konumlarının belirlenmesi ve düzenli olması açısından da önemlidir. Tüm bunlar göz önünde bulundurularak süt dişlerine kanal tedavisi uygulanması gerekebilir.

Kanal tedavisi doğru yapılmadığı ve kişi diş bakımlarını düzenli gerçekleştirmediği takdirde çürüme yeniden başlayabilir.

Tedavi sonrası ağrı meydana gelmesi bir noktaya kadar normaldir. Bu işlem oldukça kapsamlıdır ve kök kanalı derinlemesine temizlenirken çevredeki sinirlerde ve diş etinde tahribat oluşabilir. Bunun sonucunda da ağrı meydana gelmesi normaldir. Ancak ağrının birkaç günden uzun sürmesi beklenmez.

Kanal tedavisi sonrasında dişte bir süre hassasiyet normal olsa da uzun süre devam eden hassasiyet ve diş üstüne basamama durumunda diş hekimine tekrar gidilmesi ve gerekli olması halinde tedavinin yenilenmesi gerekir.

Kanal tedavisinin başarısız olması durumunda ikinci kez kanal tedavisi yapılabilir.

Kanal tedavisi sonrasında kaplama yapılması tercih edilebilir. Kanal tedavisi dişin canlı kısmının boşaltılması ile yapılır. Diş minesinin ve dentinin yıpranması veya hasar olması sonucu ortaya çıkan kanal tedavisi ihtiyacında tedavinin tamamlanmasından sonra dolgu ile diş kapatılır. Dişin daha sağlıklı bir şekilde korunması için tedavinin başarılı olduğundan emin olduktan sonra kron kaplama yapılabilir.

Kanal tedavisi sonrasında apse olması beklenmeyen bir durumdur. Tedavinin başarılı olduğu durumlarda apse oluşmaz ancak başarısız bir tedavi sonucunda apse oluşumu gerçekleşir. Bu durumda ikinci kanal tedavisi için diş kanalları sökülür ve iltihap kurutulduktan sonra tekrar kanal tedavisi yapılır.

20’lik dişlerde kanal tedavisi zorludur. Bunun temel nedeni 20 yaş dişlerinin kök kanallarının yapısının bozuk olmasıdır. 20 yaş dişleri hem konumu hem de kök yapısı sebebiyle kanal tedavisinde yüksek başarı oranı olmayan dişlerdir. Ancak dişin korunmasında herhangi bir engel yoksa kanal tedavisi denenebilir.